Bu yazıyı İstanbul-İzmir yolculuğumu yaparken telefondan yazıyorum. Sabahı bekleyemedim çünkü üç aydır karamsarlığımla sizi boğduğumu biliyorum. Ve üç aydan sonra ilk defa bu kadar mutlu ve huzurluyum. Beni en çok şaşırtansa bunun için hiç çaba harcamadım. Birden bire oluverdi. Kaç aydır şikayet ettiğim bütün kötülükler şanssızlıklar birden bire uçup gitti. Hemde vazgeçtim dediğim anda. Bundan ne sonuç çıkarmalıyım bilmiyorum ama içim içime sığmıyor.

O derece mutluyum. Galiba bunun nedeni hayatta kötü şeylerin olacağını kabullenip, direnmek yerine isyan etmek yerine korkmak yerine hepsini sahiplenmek. İnsanlar her zaman mutlu olamaz. Mutluyken gülümsemelerimizin değerini anlayamayız ve kötü bir şeyin ardından tebessüm edince size hayat daha güzel görünür. Eskiden mutluyken gördüğünüzden daha renkli daha beyaz… Dertlerinizi üzüntülerinizi kabullenin onlara direnmeyin. Çünkü yeri geldiğinde bir dert bile hayatı sonrasında daha güzel görmemizi sağlayabilir ve bize güzel amaçlar verebilir.